PLM Sektör Gazetesi demeci

Milliyet Gazetesi Dahilinde 23.01.2017 Tarihinde Yayınlanan PLM Sektörel Gazetesinde Yayınlanmış Olan Demecimizi Aşağıda Bulabilirsiniz.
Ürün yaşam döngüsü yönetimi denince birçok kişinin aklına haklı olarak ürün geliştirme süreci gelmektedir. CAD sistemleri ile ERP sistemlerinin merkezinde yer alan PLM sistemleri, şirketlerin CAD verilerini, proje verilerini ve ürün ağaçlarını yöneterek yeni ürün devreye alma sürelerinin kısalmasını sağlar.

PLM sistemlerinin bundan fazlasını verdiğini düşünüyorum. Ürün Yaşam Döngüsü Yönetimi isminde de belirtildiği gibi ürünün tüm yaşamı boyunca ürüne eşlik etmekle yükümlüdür. Bu yaşam sadece geliştirme ve üretim olarak düşünülemez. Geliştirme aşamasından önceki İnovasyon süreci, fikir aşaması, tedarik süreçleri ve sevkiyat sonrasındaki satış sonrası hizmet de ürünün yaşamına dahildir.

Bu konuyu basitçe ifade etmek gerekirse, PLM, “Amerika’ya 5 yıl önce sattığımız makinenin üzerindeki parçalardan biri bozulursa bu parçanın üretildiği zamanki halinin ne olduğunu bilebiliyor muyuz? Göndereceğimiz parça doğru olacak mı?” sorusunu cevaplayabilecek yegâne sistemdir.

Ürünleri, şirketlerin var olma nedenleridir. Şirketlerin ürünlerinin etrafında yapılanmaları da bu sebeple doğaldır. PLM sistemleri de sadece ürünler etrafında yapılanan bir sistemler bütünü değil, ürün merkezli bir şirket yönetim felsefesidir. Karar mekanizmalarının veri ile beslenmesini kolaylaştırır. Şirket içinde, yönetimin, bölümlerin ve sistemlerin bilgi merkezi haline gelir. PLM bir şirket yönetim felsefesidir diyebilmek için sistemin tüm şirket için entegre ve tüm paydaşlara faydalı olması gerekir. Doğaldır ki, üretim ve finans gibi farklı bölümlerin beklentileri de farklı olacaktır. Bir PLM çözümünün bir şirket yönetim felsefesi olabilmesi için her özel isteğe cevap verebiliyor olması, şirket içinde kolayca özelleştirilebilir olması gerekir. Yeni istekler kolayca sisteme eklenebilmelidir. Bu koşulların sağlandığı çözümler ile tüm süreçler bu felsefe ile yapılandırılarak hatasızlaştırılabilir.

Teknik ekibinizi bürokratlara dönüştürmeyin!
Ürün geliştirme, üretim, kalite, satın alma, satış… Bölüm ne olursa olsun, iş hayatı günümüzde kalite sistem prosedürleri, belgeleme, denetimler, e-mail merkezli görev listeleri içinde boğulmaktadır. Tüm bu bürokratik çalışmalar, PLM sistemleri ile sistematik olarak yönetilebilen otomatikleştirilmiş süreçler haline getirilir. Çalışanın yapması gereken ise kendi mesleğine odaklanıp süreçlerini geliştirmek olacaktır. Böylece şirket içinde İnovasyon, kalite, verim, rekabetçilik artışı için gerekli ortam sağlanmış olur.

Sonuç olarak, içinde yaşadığımız bilgi çağında şirketlerin rekabetçilikleri bu bilgiden faydalanma yetenekleri ile paralel olarak gelişecektir. Gelecek, bize çevik, proaktif şirketlerin yükselişini gösterecektir. 2000 yılından bu yana Fortune 500 listesindeki şirketlerin yarısının listeden çıkması ve yerlerine bilgi merkezli şirketlerin gelmesi rastlantı değildir. Türkiye bu bağlamda önemli bir dönemeçtedir. Maliyet avantajını koruyarak Avrupalı rakiplerinin kalite seviyesine çıkmak ülkemizin sanayisi için tek çıkıştır. Bu hedefe ulaşabilmek için teknolojiyi hiçbir zaman gözden kaçırmadan sistematik yaklaşımlar sergilemek kritik rol oynayacaktır. PLM de bu sistematik yaklaşımların üzerinde yeşereceği temeli oluşturmaktadır.

Efe Gürman